Hermann von HELMHOLTZ
Hermann von Helmholtz (1821-1894) 19. yüzyılın en büyük bilim adamlarından birisi olan Helmholtz fizik ve fizyoloji alanlarında pek çok eser bırakan bir araştırmacıdır. Psikoloji, Helmholtz’un bilimsel katkılarda bulunduğu alanlar içerisinde üçüncü sıradadır. Fechner ve Wundt’un da çabalarıyla birlikle, Helmholtz’un çalışmaları psikolojinin başlamasına yardımcı olmuştu.
Helmholtz, Almanya’da babasının Gymnasium‘da ders verdiği Potsdam şehrinde doğdu. Sağlık durumunun hassasiyetinden dolayı önceleri evde eğitim gördü. 17 yaşında Berlin Tıp Fakültesine girdi. Buradan mezun olduktan sonra orduda cerrah olarak çalışacak kişilerden okul ücreti alınmıyordu. Helmholtz bu nedenle yedi yıl orduda çalıştı. Bu süre boyunca fizik ve matematik alanlarındaki çalışmalarına devam etti, birçok makalesi yayımlandı ve enerjinin yok edilemez olarak olduğu hakkında bir rapor hazırladı. Helmholtz bu raporla enerjinin korunumu kanununu matematiksel olarak formüle etmişti. Ordudan ayrıldıktan sonra Königsberg üniversitesinde fizyoloji profesörü olarak çalışmaya başladı. Sonraki 30 yılda, Bonn ve Heidelberg’te fizyoloji alanında, Berlin’de de fizik alanında akademik görevlerde bulundu.
Oldukça enerjik bir kişi olan Helmholtz birkaç farklı alanda eserler yayımladı. Fizyolojik optikler üzerine yaptığı çalışmasında gözün retina tabakasını incelemede kullanılan bir alet (optithalmoscope) keşfetti. Üç yıllık çalışması Fizyolojik Optikler (1856- 1866) çok etkili ve kalıcı oldu. Bu eser 60 yıl sonra İngilizce’ye tercüme edildi. Akustik problemler üzerine olan araştırması 1863 yılında, Helmholtz’un hem kendi bulgularının, hem de halihazırdaki literatürün tümünün özetlendiği Ses Duyumları Üzerine isimli çalışmasında yayınlandı.
Nesnenin göz önünden kaldırdıktan sonra retinada kalan hayali (sonraki görünüm), renk körlüğü, Arapça-Farsça müzik ölçüsü, insan gözünün hareketleri, geometri aksiyomları, buzulların oluşumu ve saman nezlesi gibi değişik pek çok konu hakkında yazılar yazdı. Sonraki yıllarda Helmholtz dolaylı olarak telsiz telgrafın bulunmasına katkıda bulundu.
Helmholtz’un psikolojiyle ilgisi sinir akımlarının hızı, görme ve duyma araştırmaları yoluyladır. Helmholtz’un döneminden önce sinir akımının bir anda en azından ölçülemeyecek kadar hızlı yol aldığı düşünülürdü. Helmholtz bir kurbağa ayağının bağıl kasını ve hareket sinirini uyararak iletinin hızının deneysel olarak ölçümünü sağladı. Bu şekilde sinirsel uyarımın tam anının ve sonuçta ortaya çıkan hareketin kaydedilmesi mümkün oldu. Helmholtz farklı sinir uzunlukları ile çalışmalar yaparken, kasların yakınındaki sinir uyarımı ile kasların tepkisi arasındaki gecikmeyi kaydetti. Ve aynı şeyi kaslardan uzaktaki uyarımlar için de yaptı. Bu ölçümler sinir akımı iletisi için gereken zamanın, saniyede ortalama 83 metre oranında olduğunu ortaya kodu. Helmholtz ayrıca bir duyu organının uyarılmasından, bu uyarıma verilen motor cevaba dek olan dolaşımın tamamını inceleyerek insan deneklerin duyum sinirlerinin tepki zamanı üzerine de deneyler yaptı. Bulgular, çok büyük bireysel farklılıklardan başka, aynı bireyde bir denemeden ötekine farklılıklar olduğunu onaya koyunca araştırmalarını durdurdu.
Helmholtz’un sinir akımlarının nakil hızının bir anlık olmadığına ilişkin kanıtı, düşünce ve hareketin daha önce zannedildiği gibi eş zamanlı olarak ortaya çıkmadığı, ölçülebilir bir aralıkla birbirini izlediği düşüncesini ortaya koyuyordu. Bununla birlikte Helmholtz sinir akımlarının sadece hızlarıyla ilgilenmiş, bunun psikolojik önemiyle ilgilenmemiştir. Helmholtz’un araştırmalarının psikolojik açısından önemi daha sonra, yeni psikolojinin önemli araştırma alanlarından birisi olan tepki-zamanı deneylerini yapmaya devam eden araştırmacılar tarafından kabul edilmiştir. Helmholtz’un araştırması psikolojik süreçlerin ölçülebilmesinin ve üzerinde deney yapılabilmesinin mümkün olduğunu gösteren ilk işaretlerden birisidir.
Helmholtz’un görme üzerine yaptığı çalışmalar psikoloji açısından çok büyük bir öneme sahiptir. Dış göz kaslarının ve iç göz kaslarının göz merceği üzerinde odaklanması mekanizmasının araştırılmasına ek olarak, Helmholtz, orijinali 1802 yılında Thomas Young tarafından yayımlanan görme gücü teorisini genişletmiştir. (Teori bugün Young-Helmholtz görme gücü teorisi olarak bilinmektedir.)
Helmholtz’un bileşik seslerin algısı ve bireysel sesler, uyumun ve uyumsuzluğun doğası ve işitmenin tınısı teorisi gibi çalışmaları daha önemsiz değildir. Teorilerinin uzun vadeli etkisi modern psikoloji ders kitaplarında bir yer edinmek yoluyla kendini göstermiştir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder